Sosyal Medya

Makale

Kürdün Kürt’ten başka dostu yok!

Aslında ben, gündelik politika denilen ÅŸu meretten ne hoÅŸlanıyorum ne de kendimi mecbur kalmış hissetmedikçe üzerine kalem oynatıyorum.  

Gündelik politikanın insanı yoran, yıpratan, hatta esir alan bir tarafı var bence. Yorumlamak ÅŸöyle dursun, sadece olaÄŸanüstü bir hızla akıp giden politik geliÅŸmeleri takip etmek için bile yoÄŸun bir zihinsel efor sarf etmeniz gerekiyor. Üstelik bazen sizin ‘gerçek’ zannettiÄŸiniz bir takım gündelik politika olayları ‘numara’, ‘numara’ sandıklarınızsa hakikatin ta kendisi çıkıveriyorlar. Her bakımdan yorucu bir mesele…
Bütün bunları, ‘aslında bugünkü yazım gündelik politikayla ilgili deÄŸil’ diyebilmek için de söylüyorum elbette. 

Bir adam düÅŸünün. Türkiye’deki Kürt sorunundan hiç haberi olmamış ve bizim ona, Kürt sorununun tarihsel geliÅŸimini ve bugününü çok kısa bir süre içerisinde anlatmamız gerekiyor. Meselenin tarihini kısaca anlattıktan sonra laf sorunun bugününe geliyor. 

Ben herhalde bugünü ÅŸu cümlelerle anlatırdım o adama: ‘Abi ÅŸimdi Kürtlerin bir numaralı ismi barıştan söz ediyor. Türk hükümeti de çözüm süreci isimli bir projeksiyon geliÅŸtirmiÅŸ durumda. Silahların bırakılması sürekli gündemde… Kürt halkının tamamına yakını ile Türk halkının tamamına yakını olan bitenden oldukça memnun. Üstelik Türkiye’deki ana muhalefet partileri de kimi itirazlarına raÄŸmen bu süreci baltalamaktan yana deÄŸiller. Yalnız…’ 

Ä°ÅŸte ben tam bu ‘yalnız…’da durur ve derin bir nefes alırdım. Çünkü bu adamcağıza meselenin burasını nasıl anlatabileceÄŸime dair uygun kelime ve cümleleri arardım bir süre. Sonra zihnimi toparlayıp devam ederdim: ‘Yalnız, iki kesim var abi Türkiye’de… Bunlardan ilki diyalog, hoÅŸgörü, insancıllık nutukları atmaktan son derece hoÅŸlaÅŸan bir yapı… Nedense, doÄŸu ve güneydoÄŸuda yolunda gitmeyen en küçük bir ÅŸey olduÄŸunda bunu muazzam ÅŸekilde köpürtüp ‘bu iÅŸ bitti’ yaygarası koparmaya bayılıyorlar. Türkiye’yi yöneten iktidar partisi ile ciddi bir kavga yürüten bu ekip bir çeÅŸit ‘bana yar olmayacaksa kimseye yar olmasın’ diyen muhteris âşık rolünde. Bunların yapıp ettiklerini bir ÅŸekilde anlamlandırabilirsin zihninde. ‘YaÅŸadıkları devasa hayal kırıklığı ile bunları yapmaları normal’ bile diyebilirsin. Ancak ‘there will be blood’ diyen bir ikinci kısım var abi. Onları anlamak gerçekten imkânsız… Biz bunlara kısaca ‘eski kaÅŸar’ diyoruz güzel memleketimizde. Solculuk para etmez olunca iÅŸi bir çeÅŸit Türk tipi liberalliÄŸe döken, o da olmayınca yeniden solculuÄŸa dönen abiler ve ablalardan oluÅŸan bir grup bu. Son zamanlarda HDP ve Abdullah Öcalan ne zaman barıştan yana bir adım atsa bu abiler ve ablalar geliÅŸmeleri ‘kaygıyla’ izliyorlar. AK Parti’nin çözüm süreci fikrini ‘yalan’, HDP’nin bu sürece verdiÄŸi destekleri de ‘tuhaf’ bulan bir ekip bu. Üstüne üstlük bu ekip bir yandan da ‘AKP’yi engellemenin yegâne yolu HDP’nin barajı aÅŸması’ diyorlar. Yani, AK Parti ile giriÅŸtikleri umutsuz kavganın yeni umudu olarak, tabanlarında, siyasetlerinde, geliÅŸimlerinde en küçük katkıları olmayan Kürt siyasetini, Kürt oylarını ve Kürt gençliÄŸini kullanmak istiyorlar. Hani bizim Anadolu’da bir laf vardır. ‘Harmanda ortada yok, gelmiÅŸ de bazlama ister’ diye, o hesap.’ 
Evet. Sanırım bu abiye bu cümleleri etseydim, bu meseledeki derdimi de üç aÅŸağı beÅŸ yukarı izah etmiÅŸ olurdum. 

HDP üzerinde etkili olduÄŸunu gördüÄŸümüz ve esasen ne düÅŸünsel ne toplumsal bir karşılıkları olmayan bahsini ettiÄŸimiz ikinci yapı, baÅŸkasının parasıyla kumar oynayan ve durmadan ‘bu el mutlaka kazanacağız baba’ diyen beceriksiz kumarbazlara benziyorlar. 

Bu esnada olan, HDP’deki ‘Kürt temsiliyeti’ne oluyor. Hem doÄŸu ve güneydoÄŸudan hem de Ä°stanbul’dan fikirlerini aldığım onlarca arkadaşım, bahsi geçen bu ekibin HDP içerisinde elde ettiÄŸi ağırlıktan oldukça rahatsızlar. Esasen HDP tabanının ağırlıklı bölümünün istediÄŸi ÅŸey açık. Onurlu, haklarını elde ettikleri bir barış düzlemine ilerlemek. Bu düzleme zarar verebilecek maceralar bu insanları tedirgin ediyor. 

Yeri geldi söyleyeyim. Mücadelenin içinden gelen bir Kürdün ‘benim partim’ dediÄŸi bir partide temsil edilmediÄŸini düÅŸünmeye baÅŸlaması ile mücadelenin içinden gelen bir Ä°slamcının ‘benim partim’ dediÄŸi bir partide temsil edilmediÄŸini düÅŸünmesi aÅŸağı yukarı aynı ÅŸeydir. 
Bilmem anlatabildim mi? 

Ne diyordu Susanna Tamaro: ‘Ä°talyan’ın da Ä°talyan’dan baÅŸka dostu yok hewal. Kahrolsun faÅŸiklik, yaÅŸasın halkların kalleÅŸliÄŸi… Haksız mıyım?’ 

yenisafak.com

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.